11 Temmuz 2014 Cuma

Cocukluk Askimsin

Bu blog 1980'lerin başlarında, birbirine yakın zamanlarda doğmuş ve aynı gün (9 Kasım 1988 Galatasaray Neuchatel Xamax maçı) Galatasaraylı olmuş 6 adamla, bu efsanevi maçı anne-babasının aile planlaması yüzünden 1,5 ayla kaçırmış daha genç bir adamın, merkezinde Galatasaray olan dünyalarının geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanlardaki tüm çekim hallerini kapsar.

7 benzemez adamlardan 5'inin yolculuğu Balıkesir'in müstesna ilçesi Bandırma'da başlamıştır. Ortaokuldan itibaren aynı okulda arkadaş olan Reha, Çağdaş ve Tunca'ya Çağdaş'ın başka bir okuldan arkadaşı Memet eklenmiştir. Reha'nın kardeşi Giray da bu sıralarda, 12 yaşında bir çocuk olarak 4 sene üst üste şampiyonluğu ve UEFA zaferini damardan alacak ve abileri gibi hasta bir Galatasaraylı olacaktır. Üniversite yıllarında birbirinden görece olarak uzaklaşan bu adamlar, üniversite bittikten sonraki süreçte iş hayatına atılacak ve münferit Galatasaraylılıklarına devam edeceklerdir. Bu blogun da temellerini atan reunion Lincoln'lü, Kewel'lı, Arda'lı takıma tekabül eder. Gümüşsuyu'ndaki bir evde yeniden Galatasaray maçları izlemek, arada Ali Sami Yen'de beraber maça gitmek, arada da Madrid'de* deplasman yapmak için biraraya gelen Çağdaş, Tunca ve Memet'e, Çağdaş'ın sonradan arkadaşı olan Uğur ve yine eski işyerinden arkadaşı olan Kutsal'la beraber işler güçler için İstanbul'a gelen Reha ve Giray eklenir.

Ali Sami Yen'e edilen yürek burkan vedayı takiben Memet'in hayatın kendi kurgusuna göre Bandırma'ya dönmesi icap ettikten sonra İstanbul'da kalan altılı, Türk Telekom Arena'da Pegasus Tribününde kombineli günlere başlar.

Şimdi Çağdaş Londra'da. Memet Bandırma'da. Giray'ın Avustralya'ya yerleşmesi sözkonusu. Uğur işi gereği sık sık Almanya'ya gidip geliyor, kalanlar da İstanbul'da.

Dünyanın neresinde olursa olsun Cimbom! diye nefes alıp veren, ara ara hararetli tartışmalar ve fikir ayrılıkları yaşayabilen, ancak Galatasaray'ı kaybederken görmeye dayanamamak ortak paydasında birleşen bu 7 benzemez adam, Uğur'un "Hadi!" demesiyle bu blog yolculuğuna başlıyor.

Fenerbahçeli konuk yazarlardan deplasman yolculuklarına, yıllar sonra gelen Basket şampiyonluklarından iz bırakan tribün anılarına, yurtdışındaki futbol gözlemlerinden Türk futbolunun sorunlarına, ama en çok Prekazi ve Hagi'ye dair, objektifliğini Galatasaray tutkusuna kaybetmeye teşne yazılar ve görseller.

Ne dedik en başta?

Çocukluk aşkımsın / Sen ilk göz ağrımsın / Kimseyi kimseyi sevmedim senin gibi / Sevdanın uğruna terk ettim herşeyi / Hayatın anlamı Galatasaray...Öyle işte!

Tunca

*: Çağdaş ve Tunca'nın Atletico Madrid deplasmanı. Apayrı bir yazı konusu olacak, astral bir seyahat idi